Hiçbir şeyi doğrulamak zorunda değilim.
- I don't have to confirm anything.
Onun yaşadığını doğrulamak olanaksızdır.
- There is no way to confirm that he is alive.
Bunu onaylamak için arayacağım.
- I will call in order to confirm it.
Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.
- I will confirm my plane reservation.
Haber şüphelerimi doğruladı.
- The news confirmed my suspicions.
Deney teorisini doğruladı.
- The experiment confirmed his theory.
Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.
- I will confirm my plane reservation.
Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.
- Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.