And if I lose thy love, I lose my all.
- Ve senin aşkını kaybedersem her şeyimi kaybederim.
Is he a friend of yours?
- O, senin bir arkadaşın mı?
My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
This is true of you, too.
- Bu da seninle ilgili gerçek.
It is stupid of you to lend him your money.
- Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
Was Ms. Kato your teacher last year?
- Geçen sene Bayan Kato senin öğretmenin miydi?
Is this your first visit to Japan?
- Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
If it hadn't been for you, he would still be alive.
- Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
I no longer love you.
- Artık seni sevmiyorum.
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Shall I cook dinner for you?
- Senin için akşam yemeği pişireyim mi?
senin de hayırlı olsun.
senin gibi birini istiyorum.
I wish I had a friend like you.
- Keşke senin gibi bir arkadaşım olsa.
I've been looking for a girl like you.
- Senin gibi bir kız arıyorum.
çamaşır makinesi senin olsun.
I never thought I would find a woman like you.
- Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
I just asked because I thought you would know.
- Sadece senin bileceğini düşündüğüm için sordum.
Are you Chinese or Japanese?
- Sen Çinli misin yoksa Japon musun?
Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.
- Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
Hear all, see all, say nowt. Ate all, sup all, pay nowt. An if ever tha does anythin for nowt, mek sure tha does it for tha sen..