I am pretty pleased with you.
- Senden oldukça memnunum.
The difference is this: he works harder than you.
- Fark bu: o senden daha çok çalışıyor.
Understanding you is really very hard.
- Seni anlamak gerçekten çok zor.
I no longer love you.
- Artık seni sevmiyorum.
You can buy it for a thousand yen or so.
- Sen onu yaklaşık bin yene alabilirsin.
I just asked because I thought you would know.
- Sadece senin bileceğini düşündüğüm için sordum.
Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.
- Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
Are you Chinese or Japanese?
- Sen Çinli misin yoksa Japon musun?
Hear all, see all, say nowt. Ate all, sup all, pay nowt. An if ever tha does anythin for nowt, mek sure tha does it for tha sen..