Beni selamlamayı unuttun mu?
- Did you forget to greet me?
Her dilde insanları selamlamayı bilir.
- He knows how to greet people in all languages.
Anne'ye göndermek için hangi kitabı seçtin?
- Which book did you pick out to send to Anne?
Tom'a hiç şarap göndermedim.
- I didn't send Tom any wine.
Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
- They got up to greet Tom.
Ben de onu selamlamak istiyorum.
- I want to greet him, too.
Birbirimizi selamladık.
- We exchanged greetings.
O bir tebessümle beni selamladı.
- He greeted me with a smile.
Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.
- I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
- Paul came to Rome to greet me.
Tom Mary'yi karşılamak için oradaydı.
- Tom wasn't there to greet Mary.