That's not the worst-case scenario.
- Bu kötü senaryo değil.
Consider the following scenario.
- Aşağıdaki senaryoyu düşünün.
I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script?
- Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?
He writes scripts for TV shows.
- O, TV gösterileri için senaryolar yazar.
She became famous after having written the screenplay for that movie.
- O film için senaryo yazdıktan sonra ünlü oldu.
Sami just finished a screenplay.
- Sami bir senaryoyu henüz tamamladı.
Tom is a scriptwriter.
- Tom bir senaryo yazarıdır.