Turkish - Turkish
Definition of semaî in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) İşitmekle öğrenilen. İşitmeğe dair ve müteallik
- (Osmanlı Dönemi) Gr: Bir kaideye bağlı olmayan, işitilmekle öğrenilen
- semai
- Halk edebiyatında kullanılan sazın şekillerinden biri
- semai
- Klasik Türk müziğinde iki basit usulden biri
- semai
- Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz)
- semai
- Sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan halk şiiri türü
- semai
- Semavî
- semai
- Kuşatma yarışı
- semai
- Hece ölçüsüyle ya da aruzun özel bir kalıbıyla yazılan şiir
- semai
- Halk edebiyatında sekizlik hece ölçüsüyle yazılan bir şiir türü
- SEMAÎ MÜENNES
- (Osmanlı Dönemi) Bir kaideye bağlı olarak müennes işareti olmayıp kelimenin aslında müenneslik var gibi kabul edilen ve işitilmekle öğrenilen müennes kelime. Bak: Müennes-i sema
- semai kahvesi
- Halk şairlerinin toplandıkları, sazlı sözlü eğlencelerin yapıldığı, semaî, mâni ve türkülerin okunduğu kahve
- sengin semai
- Yürük semaî
- yürük semai
- Türk müziği usullerinden biri
Related Terms
Turkish - English
Definition of semaî in Turkish English dictionary
- semai kahvesi
- a kahve frequented by folk poets
- yürük semai classical Turkish mus
- 1. an usul. 2. a form of vocal music sung just before the instrumental piece at the end of a fasıl