Raftaki ilaçlar serbestçe satılabilir.
- The drugs on the shelf can be freely sold.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Kaybedecek bir itibarın yoksa; özgürce yaşarsın.
- You live freely if you haven't a reputation to lose.
Onlar onun özgürce konuşma hakkını destekledi.
- They supported his right to speak freely.
Sami cezaevinde rahatça dolaşabilirdi.
- Sami could move freely around the prison.