Şapkasını seçmek uzun zaman aldı.
- She took a long time to choose her hat.
O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
- She had to choose her words carefully.
İstediğinizi seçebilirsiniz.
- You may choose what you like.
Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- You may choose any of them.
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.
- I never thought it'd be this hard to choose a color to paint the kitchen.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Çeviri için teşekkürler. Ama başka bir bayrak seçiniz!
- Thanks for the translation. But please choose another flag!