I don't salute your flag.
- Bayrağınızı selamlamam.
Tom forgot to salute.
- Tom selamlamayı unuttu.
Did you forget to greet me?
- Beni selamlamayı unuttun mu?
They got up to greet Tom.
- Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
When the visitor entered the room, we stood to greet him.
- Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.
They got up to greet Tom.
- Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
The people hailed the victory.
- İnsanlar zaferi selamladılar.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
I don't salute your flag.
- Bayrağınızı selamlamam.
Greetings are the basis of good manners.
- Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
Greetings from Brazil!
- Brezilya'dan selamlar!
He greeted me with a smile.
- O bir tebessümle beni selamladı.
She greeted him cheerfully.
- O, onu neşeyle selamladı.
They shake hands instead of bowing.
- Başla selamlama yerine tokalaştılar.
In Japan, it is proper to bow when you meet someone.
- Japonya'da biriyle karşılaştığında başla selamlamak uygundur.
I want to greet him, too.
- Ben de onu selamlamak istiyorum.
He rose to his feet to greet me.
- O beni selamlamak için ayağa kalktı.