Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

selamla

listen to the pronunciation of selamla
Turkish - English
greet

She greeted him cheerfully. - O, onu neşeyle selamladı.

He greeted me with a smile. - O bir tebessümle beni selamladı.

{f} hail

The people hailed the victory. - İnsanlar zaferi selamladılar.

{f} salute

I don't salute their flag. - Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.

Tom forgot to salute. - Tom selamlamayı unuttu.

{f} greeting

We exchanged greetings. - Birbirimizi selamladık.

Greetings from Brazil! - Brezilya'dan selamlar!

selam
greeting

Greetings from Cornwall! - Cornwall'dan selamlar!

We exchanged greetings. - Birbirimizi selamladık.

selamlamak
{f} salute
selam
hi!

And if you see Tom, say hello to him for me. - Ve Tom'u görürsen, Ona benim için selam söyle.

Hi. How are you doing? - Selam. Nasıl gidiyor?

selam
hello

Please say hello to your wife. - Lütfen karına selam söyle.

Please say hello to her. - Lütfen ona selam söyle.

selam
salaam
selam
(Konuşma Dili) Hello!/Hi!
selam
regard

Please give my regards to your father. - Lütfen babanıza selamlarımı iletin.

My father gives you his regards. - Babam sana selamını söyledi.

selam
(Muzik) ave maria
selam
chin chin
selam
remember
selamlamak
greet

When the visitor entered the room, we stood to greet him. - Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.

They got up to greet Tom. - Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.

selamlamak
hail
selam
regards

Give my regards to him. - Ona selamlarımı gönder.

Please send my regards to your wife. - Lütfen, eşinize selamlarımı iletin.

selam
salute

The president saluted the public. - Devlet başkanı halkı selamladı.

Tom forgot to salute. - Tom selamlamayı unuttu.

selam
salutation
selam
salut

Tom forgot to salute. - Tom selamlamayı unuttu.

I don't salute your flag. - Bayrağınızı selamlamam.

selam
ave
selam
felicitate
selam
hallo
selam
(Konuşma Dili) howdy
selam
hi
selam
saluted
selam
hi there
selam
greeting, salutation, salute; hi!
selam
(Askeriye) salute
selam
greeting, salutation, hello
selamlamak
to greet

He rose to his feet to greet me. - O beni selamlamak için ayağa kalktı.

When the visitor entered the room, we stood to greet him. - Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.

selamlamak
(Askeriye) to salute
selamlamak
salaam
selamlamak
herald
selâmlamak
(başı ile) nod to smb
Turkish - Turkish

Definition of selamla in Turkish Turkish dictionary

SELAM
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana; azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak
SELAM
(Osmanlı Dönemi) Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma
Selamlamak
selam vermek
selam
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme
selam
Esenlik dilemek
selamlamak
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında selam vermek, esenlemek: "Onu ve onun gibi ateş altında, duman içinde memleketi için ölmeye atılanları birden selamlıyorum."- H. E. Adıvar
selamlamak
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında selâm vermek, esenlemek