Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
We exchanged greetings.
- Birbirimizi selamladık.
She greeted him cheerfully.
- O, onu neşeyle selamladı.
The people hailed the victory.
- İnsanlar zaferi selamladılar.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
I don't salute your flag.
- Bayrağınızı selamlamam.
Greetings are the basis of good manners.
- Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
We exchanged greetings.
- Birbirimizi selamladık.
Greetings, old friend!
- Selam, eski arkadaşım!
Greetings from Cornwall!
- Cornwall'dan selamlar!
Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.
- Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
Hi. How are you doing?
- Selam. Nasıl gidiyor?
Please say hello to her.
- Lütfen ona selam söyle.
Please say hello to Tom for me.
- Lütfen Tom'a benim için selam söyle.
In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
Please send my regards to your wife.
- Lütfen, eşinize selamlarımı iletin.
When the visitor entered the room, we stood to greet him.
- Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.
I want to greet him, too.
- Ben de onu selamlamak istiyorum.
My father gives you his regards.
- Babam sana selamını söyledi.
Give my regards to him.
- Ona selamlarımı gönder.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
Land of liberty, land of the future, I salute you!
- Özgürlük ülkesi, geleceğin ülkesi, seni selamlıyorum!
I'm not saluting your flag.
- Bayrağınızı selamlamıyorum.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
They got up to greet Tom.
- Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
I want to greet him, too.
- Ben de onu selamlamak istiyorum.