sekreter

listen to the pronunciation of sekreter
Turkish - English
secretary

You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great. - Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.

My secretary is pushing for a promotion. - Sekreterim terfî için sıkıştırıyor.

secretarial

Has that secretarial position been filled? - Sekreterlik pozisyonu dolduruldu mu?

She is very efficient in the secretarial work. - O, sekreterlik işinde çok etkilidir.

typist
clerk

For the time being, she is clerking in a department store. - Şimdilik, büyük bir mağazada sekreterlik yapıyor.

amanuensis
girl Friday
secretary, typist
sekreter kuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: Sagittariidae) [syn.: sekreter kuşu, yılan akbabası] secretary bird
sekreter kuşu
secretary bird
genel sekreter
secretary-general
Genel Sekreter özel temsilcisi
(Askeri) special representative to the Secretary-General
Genel sekreter (BM)
(Askeri) Secretary General (UN)
genel sekreter
(parti) floor manager
genel sekreter
secretary general

Tom is the new secretary general of the United Nations. - Tom, Birleşmiş Milletler'in yeni genel sekreteridir.

genel sekreter yardımcısı
(Hukuk) assistant secretary general
genel sekreter/yazman
secretary-general
özel sekreter
confidential secretary
Turkish - Turkish
Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, yazman, kâtip
Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, yazman, kâtip. Özel veya kamu kuruluşlarında yönetim ve yazışmalardan sorumlu kimse, yazman
Sayfa düzenlemesini yapan gazeteci
Özel veya kamu kuruluşlarında yönetim ve yazışmalardan sorumlu kimse, yazman
Basında sayfa düzenlemesini yapan gazeteci
genel sekreter
Bazı kamu kuruluşlarında, siyasi partilerde veya büyük özel kuruluşlarda yönetim işlerini yürüten görevli, genel yazman
sekreter
Favorites