Tom'a bir hayli hayranım.
- I admire Tom a great deal.
Sana söyleyecek bir hayli şeyim var.
- I have a great deal to tell you.
Yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip.
- It has a great many words borrowed from foreign languages.
Amerika'da pek çok orman yangını var.
- There are a great many forest fires in America.
Tom oldukça çok seyahat eder.
- Tom travels a great deal.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.