sehr viel

listen to the pronunciation of sehr viel
German - Turkish
{'ze: rfi: l} çok fazla
pek çok
dünya kadar
çok
English - Turkish

Definition of sehr viel in English Turkish dictionary

lots of
bir sürü

Bir sürü ünlü kişi buraya gelir. - Lots of famous people come here.

Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi. - Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.

very much
çok fazla

Tom çok fazla değişmedi. - Tom hasn't changed very much.

Hanako keki çok fazla seviyor. - Hanako likes cake very much.

a great deal
bir hayli

Bunun hakkında bir hayli düşündüm. - I've thought about this a great deal.

Bu yolda bir hayli trafik var. - There is a great deal of traffic on this road.

lots of
dünya kadar
lots of
bir dolu
lots of
sürüsüne bereket
lots of
derya gibi
lots of
kıyamet gibi
a good deal
bir dünya
a good deal
oldukça çok
a great deal
etek-etek
lots of
birçok

Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı. - He has written lots of books about his experience abroad.

Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür. - Tom is the kind of guy lots of people just don't like.

a good deal
1. çok: That cost him a good deal. Ona pahalıya mal oldu. İts climate iş a good deal like Cairo´s. Havası Kahire´ninkine çok benziyor. 2. k. dili kelepir. 3. k. dili iyi bir şey
a good deal
iyi bir anlaşma
a great deal
çok

Bugün yapacak çok işim var. - I have a great deal to do today.

Yapacak çok işim var. - I have a great deal to do.

a great deal
oldukça çok

Tom oldukça çok okur. - Tom reads a great deal.

Tom oldukça çok seyahat eder. - Tom travels a great deal.

lots of
çok

Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım. - I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.

Biz piknikte çok eğlendik. - We had lots of fun at the picnic.