seferlik

listen to the pronunciation of seferlik
Turkish - English

Definition of seferlik in Turkish English dictionary

sefer
expedition

Who was the leader of the expedition? - Seferin lideri kimdi?

He left on an expedition to the North Pole. - O, Kuzey Kutbu'na bir sefere çıktı.

sefer
{i} voyage

The Titanic sank on her maiden voyage. She was a large ship. - Titanik ilk seferinde battı. O büyük bir gemiydi.

sefer
{i} campaign
seferlik for
this one time only, just this once
sefer
journey
sefer
time; occasion: bu sefer this time. üç sefer three times
sefer
navigation

The harbor is closed to navigation. - Liman seferlere kapalıdır.

sefer
time

There's always a next time. - Her zaman bir sonraki sefer vardır.

Next time you'll pay for it! - Bir dahaki sefere bunun bedelini ödersin!

sefer
(Askeri) time of war-
sefer
excursion
sefer
state of war
sefer
(Politika, Siyaset) circuit
sefer
sailing
sefer
(Kanun) flight

It looks like your luggage is on the next flight. - Bagajınız bir sonraki seferde gibi görünüyor.

They were pioneers of space flight. - Uzay seferlerinin öncüleriydiler.

Sefer
(isim) Voyage, journey
Subay Eğitim Okulu; tek seferlik kaynak
(Askeri) Officer Training School; one-time source
bu seferlik
for the nonce
bu seferlik
for this time
sefer
journey; voyage
sefer
run

The snow prevented the train from running. - Kar, treni seferden alıkoydu.

This time, Layla's luck has run out. - Bu sefer Leyla'nın şansı tükendi.

sefer
(Askeriye) campaign; military expedition; war
sefer
journey, voyage; expedition; campaign, state of war; time, occasion
sefer
ploy
sefer
headway
English - English

Definition of seferlik in English English dictionary

Sefer
Sefer ha bahir Sefer ha zohar Sefer Torah
Turkish - Turkish
Herhangi bir defaya yetecek miktarda
Defa, kez
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Yolculuk
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Fık: Muayyen bir mesafeye gitmek. Bak: Mukim
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Def'a, kerre
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Muharebe. Harb. Muharebeye hazır bulunma hali
Sefer
(Osmanlı Dönemi) SEYH
Sefer
(Osmanlı Dönemi) POSTA
sefer
Kez, yol, defa
sefer
Genellikle yurt dışına yapılan askerî harekât, savaşa gitme, savaş
sefer
Kez, yol, defa: "Bu sefer ben söylüyorum, tekrar ediyorum."- R. H. Karay
sefer
Yolculuk: "Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Nice seneler geçti dönen yok seferinden."- Y. K. Beyatlı
sefer
bakınız: safer
seferlik
Favorites