Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
- Dan didn't want to seem shy.
Ben duyarsız görünmek istemiyorum.
- I don't want to seem insensitive.
Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
- Dan didn't want to seem shy.
İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
- People always seem to enjoy talking about other people's problems.
Sivrisinekler koyu giysiler giyen insanlar için daha çekici görünmektedir.
- Mosquitoes seem to be more attracted to people wearing dark clothes.
Tom bizimle gelmek istiyor gibi görünmüyor.
- Tom doesn't seem to want to come with us.
Tom bizimle gelmek istiyor gibi görünmüyordu.
- Tom didn't seem to want to come with us.
O bana ilginç görünüyor.
- It seems interesting to me.
Önerin mantıklı görünüyor.
- Your suggestion seems reasonable.
Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.
- You seem to be a little under the weather.
Galiba gelişi güzel okumuş.
- He seemed to read at random.
Galiba karıştırıyoruz.
- We seem to be confused.
En iyisi olarak görünen bu kravatı alacağım.
- I will take this tie, as it seems to be the best.
... And for the changes that seem to give us lots of ...
... There doesn't seem to be any catch. ...