English - Turkish
Definition of see willow, n in English Turkish dictionary
- willow
- {i} söğüt
Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.
-How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
Benim en sevdiğim çocuk kitabı Söğütlerdeki Rüzgar.
-My favorite children's book is The Wind in the Willows.
- willow
- açıcı
- willow
- sorkun
- willow
- {f} hallaç makinesi ile atmak
- willow
- söğüt odunu veya kerestesi
- willow
- {i} hallaç makinesi
- willow
- (Tekstil) açıcı, açma makinesi
- willow
- soğut ağacından yapılmış kriket veya beysbol sopası
- willow
- bu mak
- willow
- {i} kriket sopası
- willow
- (fiil) hallaç makinesi ile atmak
- willow
- willow pattern aslında beyaz Çin porselen tabaklarında kullanılan ve içinde söğüt ağacı bulunan mavi renkte bahçeli köşk resmi
- willow
- osier willow
- willower
- (Tekstil) açma makinesi işçisi