O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
- He doesn't know who built those houses.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Tom artık kime güvenebileceğini bilmiyor.
- Tom doesn't know who he can trust anymore.
Tom Mary'nin raporu kime teslim edeceğini bildiğini düşündü.
- Tom thought Mary knew who to turn the report in to.
Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.
- Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years.
O kadar sisliydi ki onun kim olduğunu söyleyemedim.
- It was so foggy I couldn't tell who it was.
Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.
- We all wondered why she had dumped such a nice man.
Altmış yaşındaki ev sahibim niye bir trambolin aldı?
- Why did my sixty-year-old landlord buy a trampoline?