Ben bir dönem draması görmek için tiyatroya gittim.
- I went to the theater to see a period drama.
İngilizce üçüncü dönem.
- English is third period.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
- If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
- The union went out on a strike for an indefinite period.
Bir cümlenin sonunda bir nokta olmalı.
- There needs to be a period at the end of a sentence.
Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsiniz.
- You can't replace the comma with a period in this sentence.
Tom seks yapmak istiyordu, ancak Mary adet dönemindeydi.
- Tom wanted sex, but Mary was on her period.
İlk adetinizi hangi yaşta yaşadınız?
- At what age did you have your first period?
Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
- In this school, a period is fifty minutes long.
Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.
- Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.