Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
- Their lifestyle is different from ours.
Senin takım bizimkinden daha güçlü.
- Your team is stronger than ours.
Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.
- Their apples aren't as good as ours.
Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
- We can't let these greedy bastards take what is ours.
Bizim bu evimiz sadece yeniden dekore edildi ve altı aylığına burada yaşamadık.
- This house of ours has just been redecorated, and we haven't lived here for sixth months.
Köşe başındaki ev bizim.
- The house on the corner is ours.