O, babasının ayak izlerini takip etti.
- He followed in his father's footsteps.
Eğer zihninizi ayağınıza koyarsanız, o, ayak olur.
- If you put your mind into your foot, it becomes the foot.
Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.
- The footnotes are at the bottom of the page.
Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.
- They were playing footsie under the table.
Yüzmeye gitmektense futbol oynamayı tercih ederim.
- I'd rather play football than go swimming.
İstasyona yürüyerek gitmek bir saat sürer.
- It takes an hour to get to the station on foot.