see eleventh hour see lunch hour see rush hour

listen to the pronunciation of see eleventh hour see lunch hour see rush hour
English - Turkish

Definition of see eleventh hour see lunch hour see rush hour in English Turkish dictionary

hour
saat

Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım. - I'll have to study ten hours tomorrow.

Günde en az yedi saat uyumak zorundayız. - We must sleep at least seven hours a day.

hour
{i} vakit

Ben okula gitmeden önce bir saatlik koşuya vakit ayırdım. - I put in an hour of jogging before I go to school.

hour
vakit zaman
hour
an idle hour boş vakit
hour
bir saatiik yol
hour
ekvatorda on beş derecelik mesafe
hour
hour hand akrep after hours çalışma saatlerinden sonraki zaman
hour
sögen
hour
gök kutuplarından geçen büyük daire
hour
{i} zaman

George, son zamanlarda üç saatlik mücadeleden sonra yakaladığı 30 paundluk bir levreği tanımlıyordu. - George was describing a 30 pound bass he'd caught recently after fighting it for three hours.

Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim. - When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.

hour
saat dairesi
English - English
hour
see eleventh hour see lunch hour see rush hour

    Hyphenation

    see e·lev·enth hour see lunch hour see rush hour

    Turkish pronunciation

    si îlevınth aur si lʌnç aur si rʌş aur

    Pronunciation

    /ˈsē əˈlevənᴛʜ ˈour ˈsē ˈlənʧ ˈour ˈsē ˈrəsʜ ˈour/ /ˈsiː ɪˈlɛvənθ ˈaʊr ˈsiː ˈlʌnʧ ˈaʊr ˈsiː ˈrʌʃ ˈaʊr/
Favorites