O, cebinden bir madeni para çıkardı.
- He took a coin out of his pocket.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Tom bir Roma sikkesi buldu.
- Tom found a Roman coin.
Tom arka kapının hemen dışında eski bir sikke buldu.
- Tom found an old coin just outside the back door.
Zaman hayatınızın parasıdır. Onu harcayın. Başkalarının sizin için harcamasına izin vermeyin.
- Time is the coin of your life. You spend it. Do not allow others to spend it for you.
İtalyan, Almanya'da kahvesi için Yunan euro parası ile ödeme yaptı.
- The Italian paid for his coffee in Germany with Greek euro coins.
Ak akçe kara gün içindir.
- A white coin is for a black day.
Bir nikel beş kuruş değerinde bozuk paradır.
- A nickel is a five-cent coin.
O, kutusuna birkaç bozuk para koydu.
- He put some coins in the box.
Tom kutuya bazı demir paralar koydu.
- Tom put some coins in the box.
Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.
- Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.