O, kazada sol bacağından yaralandı.
- He was injured in his left leg in the accident.
O, sol eliyle yazı yazar.
- She writes with her left hand.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
Kalan biraz şarap var.
- There is little wine left.
Sola dönerseniz, postaneyi bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the post office.
Sola dönerseniz, benzin istasyonu bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the gas station.
Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.
- Steering wheels of American cars are on the left side.
Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.
- The steering wheels on American cars are on the left side.
Sol elinizi kaldırın.
- Raise your left hand.
O, sol eliyle yazı yazar.
- She writes with her left hand.
Soldaki düğmeye bastığına emin misin?
- Are you sure you pressed the button on the left?
Soldaki figür resmin bütünlüğünü bozuyor.
- The figure on the left spoils the unity of the painting.
Senin odan soldan birinci.
- Your room is the first one on the left.
Japonya'da araba sürdüğünüzde soldan gitmeyi unutmayın.
- When you drive in Japan, remember to keep to the left.
Tom, artıkları ile köpeği besledi.
- Tom fed his leftovers to his dog.
Yemek artıklarıyla köpeğimi besledim.
- I fed the leftovers to my dog.