see beside, prep

listen to the pronunciation of see beside, prep
English - Turkish

Definition of see beside, prep in English Turkish dictionary

besides
{e} dışında

Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu. - There was no one in the room besides Mary and John.

Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil. - It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.

besides
Yanı sıra

İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte. - He speaks two languages besides English.

Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum. - Besides that, I don't know how to dance.

besides
-e ilaveten
besides
-in dışında
besides
hem de
besides
-den başka
besides
hariç
besides
ayrıca

Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç. - I don't want to go, and besides it's too late.

Ben bu daireyi seviyorum. Yer iyi ve ayrıca, kira çok yüksek değil. - I like this flat. The location is good, and besides, rent is not very high.

besides
üstelik

Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor. - It's too late now. Besides, it's starting to rain.

besides
bundan başka
besides
bir de

Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı. - Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.

besides
bunun yanısıra
besides
besides başka
besides
{e} yanı sıra. z. ayrıca, üstelik
besides
(zarf) ayrıca, bundan başka, üstelik, bir de, hem de, zaten
English - English
besides
see beside, prep
Favorites