Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.
- Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage.
Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something rotten.
Meyve hemen çürüme eğilimindedir.
- Fruit tends to rot right away.
Çalışmak çürümekten daha iyidir.
- Better to run than to rot.