Turkish - English
Definition of sedi̇r in Turkish English dictionary
- sedir
- cedar
There used to be a large cedar tree there.
-Orada büyük bir sedir ağacı vardı.
The scent of cedar repels moths.
-Sedir kokusu güveleri iter.
- sedir
- couch
- sedir
- ottoman
- sedir
- (Botanik, Bitkibilim,Çevre) cedrus libani
- sedir
- diwan
- sedir
- coach
- sedir
- day bed
- sedir
- divan
- sedir
- sofa
- sedir
- divan (a large, low couch with no back or ends)
- sedir
- davenport
- sedir
- cedar dağservisi
- sedir ağacı
- cedar
There used to be a large cedar tree there.
-Orada büyük bir sedir ağacı vardı.
- sedir yağı
- (Kimya) cedar oil
- sedir esansı
- (Tıp) cedar essence
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of sedi̇r in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Odanın baş köşesine konulan döşenmiş kerevet
- (Osmanlı Dönemi) Köşk
- (Osmanlı Dönemi) Karyola
- (Osmanlı Dönemi) Nehir
- sedir
- Büyük bir orman ağacı
- sedir
- Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan
- sedir
- Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan: "Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar."- B. Felek
- sedir
- Dağ servisi
- sedir
- Kerevet, divan
- sedir
- Kozalaklardan, boyu 40 m kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı
- sedir
- üstü halı, kilimle örtülü, minderli, yastıklı kerevet, divan
- sedir
- Kozaklılardan, çiçekleri sarı veya açık yeşil renkli, boyu 40 m kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı, dağ servisi (Cerrust)
- Sedir
- mahat
- Sedir
- divan
- Sedir
- peke
- Sedir
- makat