sebep olma

listen to the pronunciation of sebep olma
Turkish - English
causation
(Tıp) induction
sebep olmak
cause

We want to cause the least possible harm. - Biz mümkün olan en az zarara sebep olmak istiyoruz.

I didn't want to cause a scene. - Bir olaya sebep olmak istemedim.

sebep olmak
{f} induce
sebep ol
cause

It transpired that fire was caused by a careless smoker. - Yangına dikkatsiz bir sigara içicisinin sebep olduğu ortaya çıktı.

The accident was caused chiefly by the unpredictable weather. - Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.

sebep ol
lead to

They believed it might lead to trouble. - Onun sıkıntıya sebep olabileceğine inanıyorlardı.

sebep olmak
bring about
sebep olmak
lead to
sebep olmak
provoke
sebep olmak
{f} inspire
sebep olmak
bring forth
sebep olmak
stir up
sebep olmak
give
sebep olmak
(deyim) bring along
sebep olmak
give rise to
sebep olmak
result in
sebep olmak
(deyim) culminate in
sebep olmak
incline
sebep olmak
incur
sebep ol
give rise to
sebep ol
given rise to
sebep ol
made&
sebep ol
{f} caused

It transpired that fire was caused by a careless smoker. - Yangına dikkatsiz bir sigara içicisinin sebep olduğu ortaya çıktı.

I deeply regret having caused the accident. - Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.

sebep ol
gave rise to
sebep olmak
bring on
sebep olmak
caused
sebep ol
occasion
sebep olmak
to bring about, cause
sebep olmak
to cause, to occasion
sebep olmak
brew
Turkish - Turkish

Definition of sebep olma in Turkish Turkish dictionary

Sebep olmak
ettirmek
Sebep olmak
(Hukuk) TESEBBÜB
sebep olmak
Neden olmak, yol açmak