He was popular with voters.
- O, seçmenler arasında popülerdi.
The majority of voters liked what Roosevelt said.
- Seçmenlerin çoğunluğu Roosevelt'in söylediklerini sevdi.
The electorate will decide who becomes the next president.
- Seçmenler bir sonraki başkanın kim olacağına karar verecek.
Garfield won 214 electoral votes.
- Garfield 214 seçmen oyu kazandı.