Is there any possibility that he'll win the election?
- Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?
Lincoln won the election.
- Lincoln seçimi kazandı.
The difficulty in life is the choice.
- Hayatta zorluk seçimdir.
He had no choice but to give up school because of poverty.
- Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.
The selection process worked.
- Seçim süreci işe yaradı.
Our random selection has chosen you as a possible winner!
- Bizim rastgele seçim olası bir kazanan olarak sizi seçti.
Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament.
- Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.
It's too late to vote now. The polls are closed!
- Şimdi oy vermek için çok geç. Seçim yerleri kapalı!