seçim

listen to the pronunciation of seçim
Turkish - English
election

The election campaign of 1880 was not exciting. - 1880 yılının seçim kampanyası heyecan verici değildi.

Is there any possibility that he'll win the election? - Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?

choice

No one opposed the choice. - Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.

Tom thinks Mary made the right choice. - Tom Mary'nin doğru seçim yaptığını düşünüyor.

selection

My mother prefers the arbitrary selection of the lottery machines over my lucky numbers. - Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.

Tom made a careful selection. - Tom dikkatli bir seçim yaptı.

option
(Politika, Siyaset) ballot

Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament. - Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.

poll

It's too late to vote now. The polls are closed! - Şimdi oy vermek için çok geç. Seçim yerleri kapalı!

polling
choosing, selection
choice , selection
(siyasal) election, poll; choice, selection
elective
pick
the choice
the choice of
seçimler
elections

Nineteen states voted in the elections of 1816. - On dokuz devlet 1816 seçimlerinde oy kullandı.

The 2nd of May 2011 is the date of the Canadian Federal Elections: Don't forget to go vote! - 2. Mayıs 2011, Kanada Federal Seçimlerinin tarihi: oy vermeye gitmeyi unutmayın!

seçim bölgesi
constituency
seçim belirle
(Bilgisayar) select files
seçim bölgesi
(Politika, Siyaset) precincts
seçim coğrafyası
(Politika, Siyaset) electoral geography
seçim hukuku
election law
seçim kampanyası
(Politika, Siyaset) electioneering
seçim komisyonu
(Politika, Siyaset) electoral commission
seçim komutları
(Bilgisayar) choosing commands
seçim metni
(Bilgisayar) selection text
seçim senin
the choice is yours
seçim teorisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) choice theory
seçim türü
(Bilgisayar) selection type
seçim yanlılığı
(Pisikoloji, Ruhbilim) selection bias
seçim yapmak
make a choice
seçim yapın:
(Bilgisayar) select one
seçim yasası
elections law
seçim çevresi
constituency
seçim için aday önermek
put up
seçim barajı
Election threshold: In party-list proportional representation systems, an election threshold is a clause that stipulates that a party must receive a minimum percentage of votes, either nationally or within a particular district, to get any seats in the parliament. The effect of the threshold is to deny small parties the right of representation, or force them into coalitions. Many people hold that this makes an election system more stable by keeping out radical factions. It is also argued that in the absence of a preferential ballot system supporters of minor parties are effectly disenfranchised and denied the right of representation by someone of their choosing
seçim mitingi
pre-election rally
seçim mitingi
election rally
seçim alanları
(Bilgisayar) selection fields
seçim alanı
(Bilgisayar) selection area
seçim ayarı
(Bilgisayar) option-set
seçim barajı
(Politika, Siyaset) election threshold
seçim barajını geçmek
pass the election threshold
seçim basma
(Bilgisayar) press-to-select
seçim bildirgesi
(Politika, Siyaset) election bulletin
seçim bildirisi
(Politika, Siyaset) election bulletin
seçim bilimi
(Politika, Siyaset) psephology
seçim bölgesi
polling district
seçim bölgesi
constituency, district
seçim bölgesi
precinct

See you back at the precinct. - Seçim bölgesinde görüşürüz.

seçim bölgesi halkı
constituency
seçim bölgesi/çevresi
election district
seçim bürosu
polls
seçim davranışı
(Bilgisayar) selection behavior
seçim durumu
(Bilgisayar) selection state
seçim dönemi
electoral period
seçim dönemi the period which extends
from one general election to the next
seçim endeksi
(Pisikoloji, Ruhbilim) selection index
seçim gezisi
whistlestop
seçim gezisine çıkan politikacı
barnstormer
seçim gezisine çıkmak
whistle stop
seçim görevlisi
returning officer
seçim hakkı
right of election
seçim harcamaları
(Politika, Siyaset) election expenses
seçim heyecanı
(Politika, Siyaset) election excitement
seçim hilesi
gerrymander
seçim ittifakı
(Politika, Siyaset) electoral alliance
seçim işaretleri
(Bilgisayar) selection marks
seçim kampanyası
hustings
seçim kampanyası
canvass
seçim kampanyası
election campaign
seçim kampanyası fonu
campaign fund
seçim kampanyası fonu
campaign chest
seçim kazanmak
vote out
seçim kazanmak
carry an election
seçim kazanmak
(Politika, Siyaset) win election
seçim konuşması
stump speech
seçim kumandası
(Otomotiv) shift actuator
seçim kuralları
(Kimya) selection rule
seçim kurulu
election commission
seçim kutusu
(Bilgisayar) selection box
seçim listesi
writ of election
seçim memur
returning-officer
seçim politikaları
(Politika, Siyaset) electoral politics
seçim politikası
(Ticaret) electoral politics
seçim programı
(Politika, Siyaset) election programme
seçim propagandası
electioneering
seçim propagandası yapmak
go on the stump
seçim propagandası yapmak
to electioneer
seçim propagandası yapmak
stump
seçim propagandası yapmak
electioneer
seçim propagandası yapmak
take the stump
seçim sahtekarlığı
(Politika, Siyaset) election fraud
seçim sandığı
the polls
seçim sandığı
ballot box
seçim sayfası
(Bilgisayar) selection page
seçim sistemi
electoral system
seçim sistemi
(Ticaret) majority voting sytcm
seçim sonucu
vote

It was clear to everyone that the vote would be close. - Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu.

seçim sonucu
return
seçim sonucunu duyurmak
declare the poll
seçim sonucunu önceden hesaplayan kimse
pollster
seçim sonuçlarını açıklayan yetkili
returning officer
seçim tahmini
(Politika, Siyaset) election forecasting
seçim telaşı
(Politika, Siyaset) election fuss
seçim telaşı
(Politika, Siyaset) election excitement
seçim turu
(Politika, Siyaset) election cycle
seçim tutacağı
(Bilgisayar) selection handle
seçim tutanağı
official list of those elected
seçim ve atama
selection and appointment
seçim yap
(Bilgisayar) set selection
seçim yapan kimse
chooser
seçim yeri
poll
seçim yeri
polls
seçim yeri
poll tax
seçim yoluyla
(Hukuk) by cooption
seçim yoluyla
choicely
seçim zaferi kazanmak
(Politika, Siyaset) win a landslide victory
seçim çubuğu
(Bilgisayar) selection bar
seçim çubuğu oku
(Bilgisayar) selection bar arrow
seçim öncesi kararsızlar
the don't knows
seçili kısım seçim
(Bilgisayar) selection
ses seçim paneli
(Askeri) voice selection panel
ara seçim
(Politika, Siyaset) by-elections
bir seçim yapmak
make a choice
doğal seçim
(Pisikoloji, Ruhbilim,Hayvan Bilim, Zooloji) natural selection
e-seçim
e-voting
erken seçim
early election
genişletilmiş seçim
(Bilgisayar) extended selection
geçerli seçim
(Bilgisayar) current selection
otomatik seçim
(Bilgisayar) auto select
otomatik seçim
(Bilgisayar) automatic selection
sosyal seçim
social choice
sırasal seçim
(Bilgisayar) hierarchical selection
tam seçim
(Bilgisayar) fully enclosed
ters seçim
(Ticaret) adverse selection
yeni seçim
(Bilgisayar) new selection
çoklu seçim
(Bilgisayar) multi select
çoklu seçim
(Bilgisayar) multiple selection
ön seçim
(Politika, Siyaset) primary election
seçim yapmak
decide
Seçim Listesi
pick list
seçimler
choices

My choices are my own. - Benim seçimlerim benim kendimin.

A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low. - Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.

yüksek seçim kurulu
higher election committee
ön seçim
preselection
alttaki seçim
(Bilgisayar) lower selection
ara seçim
by-election
aygıt seçim sınaması
device-selection check
aygıt seçim çeki
device-selection check
aşağı seçim
(Bilgisayar) lower selection
bilinçli seçim
informed choice
birinci bölge (seçim)
(Politika, Siyaset) first region
bitişik olmayan seçim
(Bilgisayar) nonadjacent selection
bölgesel seçim
(Politika, Siyaset) regional election
cinsel seçim
(Pisikoloji, Ruhbilim) sexual selection
devre anahtarı seçim hattı; muharebe arama / kurtarma tespit cihazı
(Askeri) circuit switch select line; combat survivor evader locator
dolaylı seçim
(Politika, Siyaset) indirect election
doğrudan genel seçim
(Hukuk) direct universal suffrage
doğrudan seçim
(Hukuk) direct election
düzensiz seçim
(Bilgisayar) disjoint selection
etkin seçim
(Bilgisayar) active selection
genel seçim
general election

They say there will be a general election this fall. - Bu sonbaharda bir genel seçim olacağını söylüyorlar.

A general election was in the air. - Bir genel seçim havasındaydı.

genel seçim
(Politika, Siyaset) general elections
genel seçim
popular election
genel seçim hakkı
universal suffrage
geçersiz seçim
(Bilgisayar) invalid option
iki turlu seçim
(Politika, Siyaset) indirect election
kaba seçim
preselection
kesin kazanılacak olan seçim
walk in
kısmi seçim
by-election
laporte seçim kuralı
laporte selection rule
liste usulüyle seçim
(Politika, Siyaset) list system
milletvekilinin seçim bölgesine sağladığı ödenek
pork barrel
milli seçim
(Politika, Siyaset) national election
mod ve mesaj seçim sistemi
(Askeri) mode and message selection system
nihai seçim
(Askeri) final selection
normal seçim
(Bilgisayar) normal select
normal seçim
(Bilgisayar) normal selectnormal select
oy birliği ile seçim
(Politika, Siyaset) acclamation
rastgele seçim
(Pisikoloji, Ruhbilim) randomization
rastgele seçim
(Askeri) random selection
taşıyıcı seçim kodu
(Telekom) carrier selection code
tek tip seçim yöntemi
(Politika, Siyaset) uniform electoral procedure
tesadüfi seçim
(Ticaret) random selection
titiz seçim
suitably chosen
transfer seçim konumu
(Otomotiv) transfer gear position
yanlış seçim yapmak
(Argo) bet on the wrong horse
yanlış seçim yapmak
mischoose
yapma seçim
(Botanik, Bitkibilim) artificial selection
yeniden seçim
(Politika, Siyaset) reselection
yerel seçim
local election
yerel seçim pol
local election
yüksek Seçim Kurulu the Election Commission
(a group of officials charged with supervising a national election)
yüksek seçim kurulu
(Politika, Siyaset) supreme election committee
yüksek seçim kurulu
(Politika, Siyaset) supreme committee of elections
yüksek seçim kurumu
high council for elections
zorunlu seçim
forced choice
çoğunlukla seçim
(Ticaret) majority voting
çürük seçim bölgesi
(Politika, Siyaset) rotten borough
ürün seçim kılavuzu
product selection guide
Turkish - Turkish
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap: "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar."- H. Taner
Seçmek işi
Seçme işi
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap
seçim bölgesi
Seçimlerde her muhtarlığa bağlı bölge
seçim sandığı
Seçimde oyların içine atıldığı sandık
seçim tutanağı
Seçimlerde yetkili kurulca seçim sonuçlarının tespit edildiği resmî belge
seçim yapmak
Seçmek
seçim yasağı
Seçim günü Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilân edilen yasaklar
seçim çevresi
Bir milletvekilinin seçilmiş olduğu bölge
Seçimler
intihabat
YÜKSEK SEÇİM KURULU
(Hukuk) Seçimin düzen içinde yönetimi, dürüstlüğü ile ilgili bütün işleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konuları ile ilgili bütün yolsuzlukları, şikayetleri itirazları, inceleme ve kesin karara bağlama
ara seçim
Genel seçimler dışında yapılan ara dönem seçimleri
kısmi seçim
1961 Anayasasına göre Cumhuriyet Senatosu üyelerinden süresi dolanların yenilenmesi için yapılan seçim
mahalli seçim
Yerel seçim
ön seçim
Genel seçimde aday gösterilecek kişileri belirlemek için, bir parti üyesi olan belli sayıdaki delegelerin katılmasıyla yapılan seçim
ön seçim
Bir antenin aldığı çeşitli yayınlar arasında bir alıcının giriş devreleriyle yapılan seçim
ön seçim
Bir yarışmada yarışmaya katılanlar arasında ön eleme yapma işi
seçim
Favorites