Tom made a careful selection.
- Tom dikkatli bir seçim yaptı.
My mother prefers the arbitrary selection of the lottery machines over my lucky numbers.
- Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.
Nobody argued against choosing him as chairman.
- Onun başkan olarak seçilmesine kimse karşı çıkmadı.
Right now, I'm choosing some suitable clothes to wear during the vacation.
- Şu anda, tatil sırasında giymek için bazı uygun kıyafetler seçiyorum.