Hızlı hareket etmeliyiz.
- Wir müssen schnell handeln.
Hızlı hareket etmek zorundayız.
- Wir müssen schnell handeln.
Hızlıca tepki vermeliyiz.
- Wir müssen schneller reagieren.
Öncesinde sahip olduğum dil bilgisi yetersizdi. Esperanto ile hızla daha iyi oldu.
- Früher verfügte ich über mangelhafte Sprachkenntnisse. Mit Esperanto wurde es schnell besser.
İlaç çabuk etki eder mi?
- Wirkt dieses Medikament schnell?
Sincaplar çabuk hareket ederler.
- Eichhörnchen machen schnelle Bewegungen.
Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
- He who uncovers the most dies the fastest.
Gözlerinizi açık tutun, hızlı olacak.
- Keep your eyes open, it's going to happen fast.
Tüm gevşek düğümleri kontrol edin ve onları sıkı bağlayın.
- Check all the loose knots and fasten them tight.
Bu ağaca sıkı dayanın.
- Hold fast to this tree.
Koko, hızla öğrenmeye devam etti.
- Koko continued to learn fast.
Noel hızla yaklaşıyor.
- Christmas is fast approaching.
Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.
- When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.
The kite soared upwards with the swiftness of a bird.
- Der Drachen flog schnell wie ein Vogel in die Luft.
A swallow flies very swiftly.
- Eine Schwalbe fliegt sehr schnell.
I hope you have a speedy recovery.
- Ich hoffe, dass du dich schnell wieder erholst.