Bana o kravatı gösterir misin?
- Could you show me that necktie?
Çok parlak bir kravat taktı.
- He wore a very loud necktie.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
Onlar hırsızı ağaca bağladılar.
- They tied the thief to the tree.
Tom ceketini çıkardı ve papyonunu çözdü.
- Tom took off his jacket and untied his bow tie.
Bir papyonu nasıl bağlayacağımı unuttum.
- I've forgotten how to tie a bow tie.