O huysuz yaşlı bir adam.
- He's a grumpy old man.
Tom sabahleyin her zaman huysuzdur.
- Tom is always grumpy in the morning.
Kötü huylu bir adam kızını tersledi.
- The bad-tempered man snapped at his daughter.
Jane son birkaç gündür sessiz ve somurtkandı.
- Jane has been quiet and grumpy for the past few days.
Şekerleme yapmadığı günlerde aksi olur.
- On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered.
On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered.
- An den Tagen, an denen er kein Nickerchen hält, ist er schlecht gelaunt.