Tren geç vardığı için onlar programını değiştirmek zorunda kaldılar.
- They had to change their schedule because the train arrived late.
Ne olursa olsun, programı değiştiremeyiz.
- At any rate, we can't change the schedule.
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.
- What time is your plane scheduled to leave?
Uçağın tarifeli uçuş saati nedir?
- What's the flight's scheduled arrival time?
Tren tarifesini bilmiyorum, benim için öğrenebilir misiniz?
- I do not know the train schedules, could you find out for me?
Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?
- What time is your plane scheduled to take off?
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Biz zamanlamanın gerisindeyiz.
- We are behind schedule.
Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
- Tom scheduled a last-minute meeting.
Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
- I have to organize my schedule before the end of the month.
Web sayfamız zamanlanmış bakım nedeniyle çevrimdışıdır.
- Our website is offline for scheduled maintenance.
Web sayfamız zamanlanmış bakımdan dolayı çevrimdışıdır. GMT 2.30'da yeniden çevrimiçi olmayı bekliyoruz.
- Our website is offline for scheduled maintenance. We expect to be back online by 2:30 GMT.
Bir randevu planlamak istiyorum.
- I'd like to schedule an appointment.
Yarın için bir randevu planlamak istiyorum.
- I'd like to schedule an appointment for tomorrow.
Yarın için bir randevu planlamak istiyorum.
- I'd like to schedule an appointment for tomorrow.
Doktor Jackson'la bir randevu planlamak istiyorum.
- I'd like to schedule an appointment with Dr. Jackson.
Trenler vakit çizelgesine göre çalışıyorlar.
- The trains are running according to schedule.
Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
- Tom scheduled a last-minute meeting.
Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
- I have to organize my schedule before the end of the month.
Programları koordine etmek zordur.
- Schedules are difficult to coordinate.
Tom ve Mary birlikte vakit geçirmek için kendi yoğun programları içinde zaman bulmak için her fırsatı değerlendirirler.
- Tom and Mary take every opportunity to find time in their busy schedules to spend time together.
The next elections are scheduled on the 20th of November.
... channels with schedules? ...