İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Onlar sentetik yaşam formu yaratmak istiyor.
- They want to create a synthetic life form.
Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz.
- We don't want to create any new problems.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Biz ayrıca ayrı sigara içme bölümü yapmak zorunda kalacağız.
- We'll also have to create a separate smoking section, won't we?
James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.
- James Cameron created a new way to make movies.
You have to create problems to create profit.
- Sie müssen Probleme schaffen, um Profit zu erzielen.
You have to create problems to create profit.
- Du musst Probleme schaffen, um Profit zu erzielen.