Bir kadın iyi bir koca yaratmak için bir dahi olmalı.
- A woman must be a genius to create a good husband.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz.
- We don't want to create any new problems.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Biz ayrıca ayrı sigara içme bölümü yapmak zorunda kalacağız.
- We'll also have to create a separate smoking section, won't we?
Başka bir deyişle, biz zaman yaratırız, biz zaman yapıcılarıyız ve biz zamanı istediğimizi yapmak için yaratırız.
- In other words, we create time, we are time-makers, and we create it in order to do whatever we want to.
You have to create problems to create profit.
- Ihr müsst Probleme schaffen, um Profit zu erzielen.
It was a good idea to create Tatoeba.
- Es war eine gute Idee, Tatoeba zu schaffen.