Sami, Leyla'nın ceset parçalarını şehir çevresine dağıttı.
- Sami scattered Layla's body parts around the city.
Ani ses kuşları dağıttı.
- The sudden noise scattered the birds.
Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.
- The farmer scattered the wheat seeds in the field.
Onları nereye saçtın?
- Where did you scatter them?