Gök gürültüsü çocukları korkuttu.
- The thunder scared the children.
Tom'u en çok korkutan şey tekrar yürüyemeyeceği düşüncesiydi.
- What scared Tom the most was the thought that he might not be able to walk again.
Maymun ona atladığında korkmuştu.
- He was scared when the monkey jumped at him.
O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
- He ran like a scared rabbit.
Korkmak normaldir. Bende korkarım, bilirsin.
- It's normal to be scared. I'm scared too, you know.
Korkmak için hiçbir neden yok.
- There's no reason to be scared.
Seni korkutmak istemedim.
- I didn't want to scare you.
Seni korkutmak isteseydim, birkaç hafta önce rüyamda ne gördüğümü anlatırdım.
- If I wanted to scare you, I would tell you what I dreamt about a few weeks ago.
Korkmak normaldir. Bende korkarım, bilirsin.
- It's normal to be scared. I'm scared too, you know.
Korkmak için hiçbir neden yok.
- There's no reason to be scared.
Korkmak için hiçbir neden yok.
- There's no reason to be scared.
Tom korkmaktan çok şaşırdı.
- Tom was too surprised to be scared.
Tom kesinlikle ürküyor.
- Tom is certainly scared.
1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.
- By the summer of 1920, the Red Scare was over.
Tom korkmaktan çok şaşırdı.
- Tom was too surprised to be scared.
Korkmak normaldir. Bende korkarım, bilirsin.
- It's normal to be scared. I'm scared too, you know.
Tom'u en çok korkutan şey tekrar yürüyemeyeceği düşüncesiydi.
- What scared Tom the most was the thought that he might not be able to walk again.
Seni korkutmak istemedim.
- I didn't mean to scare you.
Hepimizin korkudan ödü patladı.
- We were all scared shitless.
Tom hayaletlerden korkuyor.
- Tom is scared of ghosts.
He was scared stiff, like a deer in the headlights, by the vampire walking toward him. The vampire had to say Boo! to make him get out of the way.
The campaign is in crisis mode, they are running scared and it is becoming obvious.
Did that scare you when I said Boo!?.
... usually nervous and scared, right? ...
... I'm sure I've just scared every programmer in the ...