O, elimi kavradı ve onu sıkıca tuttu.
- She took hold of my hand and held it tightly.
Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.
- I always tie my shoes tightly before I go jogging.
Sanırım bu kazak sana çok dar.
- I think that sweater is too tight on you.
Satın aldığım pantolon çok dar.
- The pants I bought are too tight.