His property in the country is very pretty.
- Onun sayfiyedeki evi çok güzel.
Karuizawa is famous as a summer resort.
- Karuizawa bir sayfiye yeri olarak ünlüdür.
This summer resort is no longer as popular as it used to be.
- Bu sayfiye artık eskisi kadar popüler değil.
She has a cottage by the sea.
- Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var
The cottage reminded me of the happy times I had spent with her.
- Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı.