sayfası

listen to the pronunciation of sayfası
Turkish - English
(Bilgisayar) sheet
am is
sayfa
page

I haven't read the final page of the novel yet. - Romanın son sayfasını henüz okumadım.

I know every word on this page. - Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.

sayfa
leaf

My son doesn't talk back these days; he must have turned over a new leaf. - Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı.

He turned over a new leaf in life. - Hayatında beyaz bir sayfa açtı.

sayfa
page (of a book, newspaper, letter, etc.)
arama sayfası
(Bilgisayar) search page
deneme sayfası
(Bilgisayar) test page
excel sayfası
(Bilgisayar) excel spreadsheet
grafik sayfası
(Bilgisayar) chart sheet
görüntü sayfası
(Bilgisayar) display page
internet sayfası
(Bilgisayar) internet page
internet sayfası
(Bilgisayar) web page
içerik sayfası
(Bilgisayar) contents page
kapak sayfası
(Bilgisayar) cover sheet
kapak sayfası
(Bilgisayar) banner
sayfa
sheet

Take a sheet of paper and write! - Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

Leave this sheet blank. - Bu sayfayı boş bırak.

sayfa
(Bilgisayar) pages

Someone has ripped out the first three pages of this book. - Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

sayfa
(Bilgisayar) page size
sayfa
(Bilgisayar) folio
sayfa
(Bilgisayar) in page
sayfa
(Bilgisayar) tall
skor sayfası
score sheet
stil sayfası
(Bilgisayar) style sheet
web sayfası
(Bilgisayar) webpage
çerçeve sayfası
(Bilgisayar) frames page
bellek sayfası
memory page
excel çalışma sayfası
(Bilgisayar) excel worksheet
form başlığı sayfası
(Bilgisayar) form title page
form sayfası başlığı
(Bilgisayar) form page title
form sayfası sihirbazı
form page wizard
form veri sayfası
(Bilgisayar) form datasheet
girdi sayfası/sn
(Bilgisayar) pages input/sec
harita sayfası
(Askeri) map sheet
hizmetler sayfası
(Bilgisayar) services page
html sayfası
(Bilgisayar) html page
kapak sayfası
covering letter
katalog sayfası
(Bilgisayar) catalog page
kitabın sol sayfası
verso
kişisel ilanlar sayfası
personal
oturum açma sayfası
(Bilgisayar) logon banner
pano defteri sayfası
(Bilgisayar) clipbook page
pixel faks kapak sayfası
(Bilgisayar) pixel fax cover
sayfa
paginal
sayfa
subject, topic (of conversation)
seçim sayfası
(Bilgisayar) selection page
sonuç sayfası
(Bilgisayar) results page
tablo veri sayfası
(Bilgisayar) table datasheet
tarama sayfası
(Bilgisayar) scan page
web sayfası
Web page

That company just put up a web page. - O şirket sadece bir web sayfası koydu.

More than 90 percent of visits to a web page are from search engines. - Bir web sayfası ziyaretçilerinin %90'ından daha fazlası arama motorlarındandır.

web sayfası aç
(Bilgisayar) open web page
web sayfası bul
(Bilgisayar) find a web page
web sayfası düzeni
(Bilgisayar) web page layout
web sayfası gönder
(Bilgisayar) send web page
web sayfası olarak
(Bilgisayar) as web page
web sayfası seç
(Bilgisayar) select web page
Turkish - Turkish

Definition of sayfası in Turkish Turkish dictionary

Sayfa
sahife
sayfa
Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
sayfa
Konu
sayfa
Gazete, dergi gibi yayınlarda özel bir alan için ayrılmış bölüm
sayfa
(Osmanlı Dönemi) sahîfe
sayfası
Favorites