Kazayı gördüğünü doğruladı.
- He affirmed that he saw the crash.
Onun masum olduğunu doğruladım.
- I affirmed that he was innocent.
Evet demek için başladım ama olmadı.
- I started to say yes, but didn't.
Evet demek aptalca olurdu.
- It would be stupid to say yes.