There were countless stars in the sky.
- Gökte sayısız yıldız vardı.
Countless people wait their turn in front of the butcher's.
- Sayısız insan kasabın önünde sırasını bekliyor.
There are innumerable stars in the galaxy.
- Galakside sayısız yıldızlar var.
The discovery of electricity gave birth to an innumerable number of inventions.
- Elektriğin keşfi sayısız buluş icat etmiştir.
The lovers exchanged numerous letters.
- Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
Tom had numerous girlfriends.
- Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
The number of words that a language has is finite but the number of sentences is infinite, which is quite interesting. You can make countless numbers of sentences.
- Bir dilin sahip olduğu kelimelerin sayısı sonludur, ama cümlelerin sayısı sonsuzdur, ki o oldukça ilginçtir. Sayısız cümle yapabilirsiniz.
The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things.
- Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
A lot of countries participated in the Olympic Games.
- Çok sayıda ülke Olimpiyat Oyunlarına katıldı.
One, three, and five are odd numbers.
- Bir, üç ve beş tek sayılardır.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Add up these figures.
- Bu sayıları toplayın.
He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony.
- O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.
The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics.
- X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
Scores of people died in the epidemic.
- Salgında çok sayıda insan öldü.
We lost by a score of three to one.
- Bire karşı üç sayıyla kaybettik.
Up to what volume of Naruto comics do you own?
- Hangi sayıya kadar olan Naruto çizgi romanlarına sahipsin.
Huge numbers of soldiers and civilians were killed.
- Çok fazla sayıda askerler ve siviller öldürüldü.
Please add up the numbers.
- Lütfen sayıları toplayınız.
Our team scored five runs in the last inning.
- Ekip son atışta beş sayı kazandı.
The number of cars running in the city has increased.
- Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
Tom digitized an old family photo and emailed it to his mother.
- Tom, eski bir aile fotoğrafı sayısallaştırdı ve onu annesine e-postayla gönderdi.
Tom and others digitized about 200 books and put them online for free access.
- Tom ve diğerleri yaklaşık 200 kitabı sayısallaştırdı ve onları ücretsiz erişim için internete koydu.
There are few apples in the basket.
- Sepette çok az sayıda elma var.
When you have few goals, you get older.
- Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.
Tom has a point here.
- Bu konuda Tom pek de haksız sayılmaz.