savundu

listen to the pronunciation of savundu
Turkish - English
advocated

He advocated the reduction of taxes. - Vergilerin azaltılmasını savundu.

He advocated State Capitalism over Market Capitalism. - O, Pazar Kapitalizmine karşı Devlet Kapitalizmini savundu.

defended

They defended their country against the invaders. - Onlar istilacılara karşı ülkelerini savundular.

He defended himself tooth and nail. - Var gücüyle kendisini savundu.

savun
{f} advocate

He advocates a revision of the rules. - Kuralların bir revizyonunu savunuyor.

He advocated the reduction of taxes. - Vergilerin azaltılmasını savundu.

savun
{f} defending

Tom was defending himself. - Tom kendini savunuyordu.

Tom was green behind the ears when it came to defending himself in court. - Tom, mahkemede kendini savunma konusunda daha çok toydu.

savun
defend

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

I disapprove of what you say, but I will defend to the death your right to say it. - Ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.

savun
argue for
savun
stick up for

I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting. - Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.

Finnish - Turkish

Definition of savundu in Finnish Turkish dictionary

savun
duman çıkarmak
savun
hiddetlenmek
savun
keskin kokulu gaz
savundu
Favorites