She advocated equal rights for women.
- Kadınlar için eşit hakları savundu.
He advocates a revision of the rules.
- Kuralların bir revizyonunu savunuyor.
I was defending myself.
- Kendimi savunuyordum.
We are defending the same cause.
- Biz aynı nedeni savunuyoruz.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting.
- Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.