General Andrews sent for more reinforcements to stave off the enemy troops.
- General Andrews düşman askerlerini savmak için daha fazla takviye gönderdi.
This data is immaterial to the argument.
- Bu bilgi savunma için önemsizdir.
The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.
- Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
I am writing a thesis about international disputes after World War II.
- II. Dünya Savaşı'ndan sonraki uluslararası anlaşmazlıklar hakkında bir tez yazıyorum.
The defense of the master thesis is just happening next month.
- Yüksek lisans tezinin savunması sadece önümüzdeki aya rastlıyor.
This position makes me feel extremely vulnerable.
- Bu pozisyon beni son derece savunmasız hissettiriyor.