I am a member of the sales department.
- Satış departmanının bir üyesiyim.
Do you have any sales distributors in Japan?
- Japonya'da hiç satış distribütörleri var mı?
They were only interested in selling books.
- Onlar sadece kitap satışıyla ilgileniyordu.
This bookstore stopped selling JUMP.
- Bu kitapçı JUMP satışını durdurdu.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
The salesperson persuaded her to buy the dress.
- Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
He is engaged in selling cars.
- O, araba satışı ile uğraşıyor.
We do not sell alcoholic drinks or cigarettes to people under the age of eighteen.
- 18 yaşın altındaki kişilere alkollü içki ve sigara satışı yapmıyoruz.
They're holding a liquidation sale.
- Bir tasfiye satışı düzenliyorlar.
This software package has a suggested retail price of $99.
- Bu yazılım paketinin tavsiye edilen perakende satış fiyatı 99 dolardır.
Stop at the newsstand to buy the paper.
- Gazete satış yerinden gazete satın almayı durdurun.
She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
- O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.