He bought books at random.
- O, rastgele kitap satın aldı.
I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.
I purchased a new car last week.
- Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.
We purchased a new house for eighty thousand dollars.
- Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.
Purchasing power has greatly fallen.
- Satın alma gücü çok düştü.
The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
- Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
Please do not buy it.
- Lütfen onu satın alma.
What do you want to buy?
- Ne satın almak istiyorsun?
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.