satın almacı

listen to the pronunciation of satın almacı
Turkish - English
buyer
purchasing agent
satın al
{f} bought

He bought books at random. - O, rastgele kitap satın aldı.

I bought two dozen pencils. - İki düzine kalem satın aldım.

satın al
{f} purchase

I purchased a new car last week. - Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.

We purchased a new house for eighty thousand dollars. - Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.

satın al
{f} purchasing

Purchasing power has greatly fallen. - Satın alma gücü çok düştü.

The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power. - Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.

satın al
{f} merchandising
satın al
{f} merchandised
satın al
{f} merchandise
satın al
{f} buy

Please do not buy it. - Lütfen onu satın alma.

What do you want to buy? - Ne satın almak istiyorsun?

satın al
{f} buying

I went to the department store with a view to buying a present. - Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

I love buying on eBay. - eBay'dan satın almayı çok seviyorum.

Turkish - Turkish
Satın alma işlerini yürüten kimse, mubayaacı
satın almacı
Favorites