The investment firm tricked customers into buying worthless stock.
- Yatırım firması, değersiz hisse senedi satın alarak müşterilerini aldattı.
What are you doing buying a house?
- Bir ev satın alarak ne yapıyorsun?
I bought a new personal computer yesterday.
- Dün yeni bir PC satın aldım.
He bought books at random.
- O, rastgele kitap satın aldı.
We purchased a new house for eighty thousand dollars.
- Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.
I would like to purchase some boots.
- Bazı botlar satın almak istiyorum.
I think you should probably see someone from Purchasing.
- Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
- Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
Please do not buy it.
- Lütfen onu satın alma.
Are you going to buy a dictionary?
- Sözlük mü satın alacaksınız?
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.