sarılar

listen to the pronunciation of sarılar
Turkish - English
yellows
{n} a disease in horses
Called also redhorns, and sulphurs
of peach trees, in which the leaves turn to a yellowish color; jeterus
plural of yellow
A group of butterflies in which the predominating color is yellow
A disease of plants, esp
A disease of the bile in horses, cattle, and sheep, causing yellowness of the eyes; jaundice
third-person singular of yellow
It includes the common small yellow butterflies
sarı
{i} yellow

All the flowers in the garden are yellow. - Bahçedeki tüm çiçekler sarı.

The garden was full of beautiful yellow flowers. - Bahçe güzel sarı çiçeklerle doluydu.

sarı
blond

She was a tall, slender blonde. - O, bir uzun ince sarışındı.

Also Felicja has blonde straight hair. - Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.

sarı
brass
sarı
gold

Mary has long golden hair. - Tom'un uzun altın sarısı saçı var.

sarı
blonde

Do you know who that tall blonde girl in green is? - Yeşil giyinmiş, o uzun boylu sarışın kızın kim olduğunu biliyor musun?

Ania has brown hair, but Magdalena has blonde hair. - Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.

sarı
brazen
Sarı
yellowfin
Sarı
(Tıp) xanthic
sarı
xantho
sarı
yellow; (saç) fair, flaxen, blond
sarı
flav

This dish has a strong flavor of garlic. - Bu yemek güçlü bir sarımsak lezzetine sahip.

sarı
pale, pallid, wan (face)
sarı
brass (the metal)
sarı
yolk, yellow (of an egg)
sarı
pale

The kitchen was lined with pale yellow tiles. - Mutfak soluk sarı çinilerle kaplıydı.

sarı
(Anatomi) flavus
sarı
xanthous
sarı
flax
Turkish - Turkish

Definition of sarılar in Turkish Turkish dictionary

Sarı
(Osmanlı Dönemi) ZER
Sarı
(Osmanlı Dönemi) SAFRA
Sarı
zerd
sarı
Bu renkte olan
sarı
Soluk, solgun
sarı
Güneş ışığının ayrışma tayfında yeşil ile portakal rengi arasında olan renk, altının rengi
sarılar
Favorites